20 Aralık 2013 Cuma

DEM GEREK HEM DEM GEREK

YUNUS EMRE VE MOLLA KASIM'IN MEŞHUR HİKAYESİNİ DUYMAYAN YOKTUR HERHALDE

Molla Kasım kendini topluma adamış bir babayiğittir. Bilumum tabakat (biyografik silsile) kitapları, onun ilk atasının yine Molla Kasım ismiyle, Yunus Emre çağında yaşadığını zikrediyorlar. Rivayete göre Bizim Yunus, hayatı boyunca üç bin manzume yazmış. Daha sonra, bazı Yunus hayranları tarafından bunlar bir deftere kaydedilmiş ve elden ele dolaşır olmuş. Nihayet bir gün, Molla Kasım'ın eline de tutuşturulmuş. Bizimki "Şiir okumak için öyle her mekân ve zaman uygun değildir. Elbet ki dem gerek hemdem gerek," diyerek torbasını bıldırcından, patlıcandan; helvadan, peynirden; armuttan, peksimetten bilumum azıkla doldurmuş, Yunus Divam'm da pekmez dolu kabakçenin altına sıkıştırıp bir ırmak kenarına postu sermiş. Azıklarını pişirmek için bir ateş yakıp, çimenlerin üzerine sırt üstü yayılmış. Bir yanda alevlerin çıtırtısı, diğer yanda ırmağın şırıltısı... "Tamam", demiş, "işte şimdi şiir okunacak vakittir."


Bir tane okumuş, dudak bükmüş; "Vaiz misin mübarek!" demiş, hemen yırtıp atmış suya. Başka bir tane okumuş, burun kıvırmış, "Fazla doğrucu bu dâhi!" deyu atmış onu da ateşe. Gel keyfim gel! Bir suya; bir ateşe derken iki bin sayfa eriyip gitmiş elinde. İşte tam o sırada, birden gözleri fal taşı gibi açılıvermiş. Meğer Yunus, onun adına da bir beyit yazmışmış. Şöyle:

Derviş Yûnus bu sözü eğri büğrü söyleme Seni sıygaya çeker bir Molla Kasım gelir

Molla bunu okuyunca tevbe etmiş, kendisinin cahilliği kadar Yunus'un ermişliğini de bihakkın anlamış ama olan da Yu-nus'un iki bin şiirine olmuş. Mamafih, Yunus'un o iki bin şiiri yine de boşa gitmemiş; binini sularda balıklar, binini de gökte melekler, okur dururlarmış.

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder